7 Ekim 2015 Çarşamba

MÜSLÜMAN OLMAYAN TÜRKLER: GAGAVUZLAR

Türk tarihini incelediğimiz zaman genel olarak Türklerin yaşayış şekilleri ve dünya tarihine  etkileri birçok insanı etkilemiş ve Türkler üzerinde araştırma ihtiyacını doğurmuştur,Tarih boyunca Orta Asya topraklarından Balkanlara kadar uzanan Türkler,gittikleri bölgelere kendi kültürlerini aşılayıp,gittiği bölge kültürlerden de etkilenerek,dünyanın birçok yerinde harman kültürler oluşturmuşlardır.Genel olarak bize anlatılan başarı hikayelerinin çoğu,Proto Türkleri bir kenara bırakırsak.genel olarak Müslüman Türkler hakkındadır.Çoğunlukla Müslüman Tüklerin yakalamış olduğu başarılar ve yaşayış şekilleri ön plana çıkarılmış ve yaptıkları mimari eserler incelenmiştir.Müslüman Türklerin ön plana çıkarılması mutlaktır ve incelenmesi gereken mükemmel bir tarihe sahiptirler.Fakat tüm bunları incelerken Müslüman olmayan Türkleri de incelemek ve özellikle sahip oldukları kültürler ile ilgili detaylı bir araştırma yapılıp,bizlere tanıtılması gerektiğini düşünmekteyim.Özellikle Orta Asya ve Batı Avrupa da halen birçok Hristiyan,Musevi ve Gök Tanrı dinlerine mensup binlerce Türk yaşamaktadır.Bu bahsettiğimiz Türk halklarından bir tanesi de Gagavuz Türkleridir.

Gagavuz Türklerinin büyük bir kısmı günümüzde Moldava'nın Gagavuzya bölgesinde yaşamaktadırlar.Nüfusları yaklaşık olarak 250.000 ila 300.000  civarında olan Gagavuzların,Moldova dışında yaşayan diğer halkları ise Bulgaristan,Yunanistan,Romanya,Ukrayna ve Türkiyede yaşamaktadırlar.Ayrıca Müslüman Trakya yerlisi olan Gacallar'ın da Gagavuz kökenli olduklarına inanılmaktadır.Moldova'nın Gagavuzya bölgesinde yaşayan Gagavuz Türkleri'nin başkenti olan Komrat aynı zamanda Gagavuz nüfusunun en fazla olduğu şehirdir ve bu bölgede yaşayan Türkler kendi kültürlerini koruma konusunda en başarılı olan tek halktır diyebiliriz.Bu bölge dışında yaşayan halkların çoğu,maalesef kendi kültürlerini koruma mücadelesinde çok başarılı olamamışlardır ve asimile olarak yaşadıkları ülke kültürlerinin etkisi altında,kendi kimliklerini ve kültürlerini unutmuşlardır.Bu açıdan bugün Komrat şehri,Gagavuzları tanıma açısından en sağlıklı yerleşim yeridir ve gerek mimari açıdan,gerekse yaşayış şekillerini inceleme konusunda asimile olmaktan korunabilmiş tek yerdir.


Gagavuzlar ilk zamanlar kendilerinin Türk olduklarını bilmiyorlardı,kendilerini Slav ırkının bir parçası olarak görüyorlardı fakat bu durum Gagavuzların ünlü lideri Mihail Çakır ile değişmiştir.Mihail Çakır yaptığı çalışmalar ile Gagavuzların kökenlerinin Türk ırkına dayandığını ispatlamıştır,Esasında Gagavuzların Türk olduklarını anlamak çok güç değildir özellikle mimari eserleri,gelenek ve görenekleri ve Kiliselerinde yapmış oldukları bazı ritüeller Türklerden gelebilme olasılığını göz önüne koymaktadır.Resmi dinleri Hrisitiyanlığın Ortadoks mezhebidir fakat azınlık olarak Katolik,Envanjelist ve Subbotnik mezheplerine inananlarda mevcuttur.Fakat Hristiyan olmalarına rağmen Gagavuzlar üzerinde İslam ve Gök Tanrı dinlerinin etkileri fazlasıyla gözükmektedir,Esasında Hristiyanlık,İslam ve Gök Tanrı dinlerinin bir harmanı olarak oluşan inanç ve kültür sentezi oluşmuştur dersek pek yanılmış sayılmayız.Gagavuz Kiliselerine gidildiğinde diğer Ortadoks kiliselerinden farklı olarak yapılmış bir mimari ziyaretçileri karşılar.Kiliselerde yılın çeşitli günlerinde Kurban edilen hayvanların etlerinin insanlara dağıtılması İslam dininin,yılın bazı günlerinde ise Kurt adında bir bayramlarının bulunması da Gök Tanrı ve Orta Asya Türk inancının bir etkisi olarak karşımıza çıkar.Öte yandan Gagavuzların bazıları Hristiyan olmalarına rağmen domuz eti tüketmezler buda birçok tarihçi tarafından İslam dininin bir etkisi olarak yorumlanmaktadır.

Ayrıca Gagavuzların giyim tarzları,günlük konuşmaları ve kullandıkları alfabede Türkiye Türklerine çok benzemektedir.Giydikleri yöresel ve geleneksel kıyafetler bugün Türkiyede yörükler tarafından kullanılan kıyafet tarzına çok benzerdir.Günlük konuşmalarıda bugün kullanılan Türkiye Türkçesine çok yakındır.Arada ki tek fark kurulan cümlelerin bizim Türkçemizden bir nebze daha devrik şekilde konuşulmasıdır.Bugün bir Türkiye Türkü ile Gagavuz Türkü rahatça iletişim kurabilir diyebiliriz.Son olarak Gagavuzların isimlerinin ve kökenlerinin nereden geldiği konusını ele alırsak bu konu hakkında çeşitli tarihçiler tarafından ortaya atılan bazı iddialar mevcuttur.Gagavuz ismi hakkında ortaya atılan ilk iddia Gagavuz kelimesinin Gök - Oğuz kelimesinden geldiği iddiasıdır.İkinci iddia ise Ünlü Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavuzdur.Bazı tarihçiler Keykavuz ve ailesinin bir grup asker ile kuzeye gittiğini ve orada Hristiyanlaştıklarını iddia ederler.Bu tarihçilere göre Gagavuz ismi Keykavus isminin zamanla değişmesinden kaynaklanarak bugünkü halini almıştır.Kökenleri ile ilgili olarak ise bir kısım Avrupalı tarihçi Balkan asıllı olduklarını iddia etselerde,büyük kesim tarih araştırmacısı tarafından Oğuzların soyundan geldikleri kabul edilmektedir.11. yüzyıl sonların Orta Asyadan geldikleri düşünülen Gagavuzların Oğuz,Peçenek ve Kıpçak boylarından geldikleri en yaygın düşüncedir.

Özellikle Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından da önemsenmiş olan Gagavuzlar bugün Türkiye ile yakın ilişkiler içerisindedirler.Türkiyeden daha çok yardım isteyen Gagavuzların tek istekleri kendi kültürlerini daha çok tanıtabilmeleri ve Türk iş adamları tarafından bölgelerine daha çok yatırım yapılmasına teşvik edinilmesidir.Günümüzde birçok insan tarafından halen bilinmeyen bu asil ve güzel halk umarım gelecekte hak ettiği yere gelebilecektir.Ruslar ile Azeri Türkleri arasında çıkan çatışmalarda 'Ruslar bizim din kardeşlerimizdi fakat biz kan kardeşlerimiz olan Azerilerin yanında olmayı tercih ettik' diyebilen bu halkı öğrenmek kuşkusuz halklar arasında ki dostluğu pekiştirecektir.